KADINLAR DÜNYASI BAYANLARIN PAYLAŞIM SİTESİ |
| | Selülit | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Smyrna Admin
Kayıt tarihi : 03/08/09 Nerden : İstanbul
| Konu: Selülit Paz Ağus. 16, 2009 11:42 pm | |
| Selülit Nedir? Bazılarımız aynanın karşısına geçerek uzun uzun 'neden böyle bir kaderim var?' diye düşünür. Vücut şekliniz ister zayıf, ister şişman olsun, selülit bazen kaçınılmaz oluyor. Ama umutsuzluğa kapılmaya gerek yok , çünkü selüliti tedavi etmenin binbir yolu var.
Selülit derinin alt tabakasında, yağ dokusunun hemen çevresinde meydana gelir. Oluşan selülitler derinin üst bölümünde pütür pütür bir görüntü bırakır ve fiziksel olarak kendine güvensizliğe sebep olur.Yağ hücrelerinin fazla yağı depolamasının ve östrojen hormonunun da etkisiyle bu hücreler genişler. Kan dolaşımı giderek yetersizleşmeye başlar. Yağ hücrelerinin genişlemesi ise yağ dokusunun aşırı yayılması demektir.Bu yayılma deri altı bağ dokusunu da etkileyerek vücudun normalden daha fazla su tutmasına ve dolayısıyla da kan dolaşımının zayıflamasına neden olur. Vücut kan dolaşımındaki zayıflamayla birlikte, dokulara eskisinden daha az oksijen ulaşmayla başlar. Bunun sonucu dokular elastikiyetini kaybeder ve cilt yüzeyi pürüzlü bir görünüm almaya başlar.Kilo vermenin formülü belli, ama...
Şimdiye kadar pek çok kadın kilo vermenin formülünü, gazete ve dergilerden öğrendi : kalorisi düşük yiyecekler yemek, bol bol hareket etmek ve aldığınız kaloriden daha fazlasını harcamak.Ancak tüm bunlar, bazılarımız için, pürüzsüz ve formda görünen bir vücuda sahip olmak için yeterli olmuyor. Fransa'da kozmetik uzmanlarınca,ilk olarak 1950'li yıllarda ortaya atılan selülit sözcüğü, bir deri hastalığı olarak adlandırılıyor. Günümüze kadar selülitin, kozmetik dünyası tarafından ortaya atılan bir aldatmaca mı, yoksa tüm kadınların kaderi mi olduğu tartışmaları devam edip duruyor. Kimi uzmanlar, selülitin bir tıp hastalığı olmadığını, kozmetik tedavilerin arttığı günümüz koşullarında ortaya atılmış bir uydurmaca olduğunu ileri sürüyorlar.Bilinen bir gerçek var ki, o da zayıf, şişman pek çok kadının, kalça ve baldır çevresindeki, çıkıntılı görüntüden oldukça rahatsız olduğu. Selülitler bir gecede ortaya çıkmaz Selülitlerinizin bir gecede ortaya çıkmadığı malum. Uzmanlar sağlıksız yaşam koşullarının, dengesiz beslenme,fazla alkol alma, sigara tiryakiliği ve bedensel hareketsizliğin, uzun vadede selülitin vücutta yerleşik hal almasına neden olduğunu söylüyorlar. Hamilelik ve menopoz gibi dönemlerde, hormonal seviyelerde meydana gelen iniş çıkışlar da diğer sorumlu faktörlerden. Araştırmacı bilim adamları, kadınların bu dönemlerde duygusal yönden oldukça hassaslaştığını, stresle başa çıkmanın ise, hormonal değişimleri en aza indireceğini söylüyorlar. Çünkü strese girdiğiniz anlarda, vücut savunma sisteminiz harekete geçiyor ve bazı hormonlar normalden fazla salgılanıyor.Vücudun su toplanma oranının artmasıyla, selülitlere zemin hazırlanmış oluyor. Kısacası, selülitlerinizden kalıcı olarak kurtulmak istiyorsanız, daha az stresli bir yaşama ve bazı alışkanlıklarınızı değiştirmeye ihtiyacınız var. | |
| | | Smyrna Admin
Kayıt tarihi : 03/08/09 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Selülit Paz Ağus. 16, 2009 11:42 pm | |
| Selülit Nasıl Oluşur? Selülit üç aşamada gelişen bir patolojidir.
Birinci aşama dolaşım bozukluğu ile başlar. Bunun sonucu damar duvarlarından sızan serum, doku aralıklarında toplanarak doku ödemini oluşturur. Ödem bir taraftan kan ile yağ hücreleri arasındaki iletişimin aksamasına ve yağ hücrelerinin metabolizmasının bozulmasına yol açarken, diğer taraftan bağ dokusunun yapısının bozularak, setleşmesine yol açar.
Bunun sonucu elastikiyetini kaybetmiş fibröz bantlarla çevrili, aşırı büyümüş yağ dokusu hücrelerinden meydana gelmiş nodüller oluşur. Bu İkinci aşama olup, selülite özgü portakal kabuğu görünümü ile karakterizedir.
Üçüncü aşama ise patolojik sürecin devam etmesi sonucu, nodüllerin birbirine yapışarak daha büyük nodülleri oluşturması ve cildin kapitone bir görünüm alması aşamasıdır. Bu aşamada nodüllerin sinirler üzerine basısı nedeniyle ağrı oluşabilır. | |
| | | Smyrna Admin
Kayıt tarihi : 03/08/09 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Selülit Paz Ağus. 16, 2009 11:43 pm | |
| Selülitin Kilo İle İlgisi Nedir ? Selülitin genellikle dengesiz beslenme sonucu oluştuğunu biliyor muydunuz ?
Sağlıklı bir diyetle desteklenmeyen selülitin tekrarladığını ve dengeli beslenme alışkanlığı olan kişilerde selülite daha az rastlandığını tespit edilmiştir.Daha sonra sağlığa zararlı olmayan ancak etkili tedavi aletleriyle yağlar parçalanır. Daha sonra masaj aletiyle parçalanan yağların dolaşım yoluyla atılması sağlanır.
Dengeli beslenme alışkanlığı kazanmak
Evet ; insan farklı yiyecekleri bir araya getirip pişirerek kendi yemek zevkine uygun gıdalar hazırlayabilen tek canlıdır. Ancak, aynı zamanda doğada dengesiz beslenmeyi becerebilme açısından da tektir insan. Dengesiz beslenme sonucu oluşan şişmanlık, zayıflık, selülit gibi sorunlar; kalp, karaciğer, damar hastalıkları yalnızca insanda görülür. Dengeli beslenme alışkanlığı, bisiklet kullanmayı öğrenmeye benzer. Ailenize ve sizden sonraki kuşaklara miras. Bırakabileceğiniz bu alışkanlık, bir kez öğrendikten sonra bir daha asla unutulmaz. Herhangi bir programı uyguladığınızda, kendinize en uygun beslenme ve diyet yöntemini, değişen şartlarınıza veya isteklerinize göre yiyecek türlerini, miktarlarını değiştirmeyi öğrenirsiniz. İdeal kilonuz ve ölçülerinize ulaşana kadar devam eden bu diyet sürecinden sonra merkezimizin uzmanları ile birlikte ideal kilonuzu korumanız için size uygun beslenme alışkanlıklarını kazandırma dönemi başlar. | |
| | | Smyrna Admin
Kayıt tarihi : 03/08/09 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Selülit Paz Ağus. 16, 2009 11:43 pm | |
| Selülit ve Egzersiz Selülit konusundaki bir çok uzman, selülit oluşumunun durdurulması veya erken dönemlerdeki selülititin ortadan kaldırılmasında, egzersizin en ucuz yöntem olduğu konusunda fikir birliği içindedirler.Yağların azaltıldığı bir diyetle birlikte yapılacak egzersizler, selülit için çok yarar sağlayıcıdır. Haftada 3 kez, 30 ar dakikalık uygulanacak, dolaşım sistemini güçlendiren egzersizler bu amaçla yapılır. Egzersiz selülitli bölgelerde dolaşımın artmasına ve kas hareketleri sayesinde de lenf akımını hızlandıracaktır, ayrıca kaslara gerginlik verecektir.
Yaşı genç olan kadınlara hafif ağırlık çalışmalarıda önerilir.
Özellikle, selülitin geliştiği kalça, basen bölgelerindeki kaslarını çalıştıran egzersizlerde fayda sağlar.
Bu egzersizler için kişi, sağ tarafı üzerine yere yan yatar.
Sağ bacağını 90 derece kıvırır.
Sağ kolunu ileri doğru uzatır ve iyice gerer.
Sol bacak düz durumda bulunur.
Yavaş yavaş sol bacak kalça seviyesine kaldırılırken nefes verilir.
Sol bacak kalça seviyesine geldiğinde 3 saniye tutulur ve yavaşça indirilir ve derin nefes alınır.
Bu egzersizler sırasında nefes kontrolu çok önemlidir.
Bu hareketi 3-4 kez tekrarlanmalıdır. Sonra diğer yan üzerine yatarak, diğer taraf kaslarına aynı egzersiz yaptırılır.
Bu hareket bittikten sonra alt tarafta bununan bacak kadar üstteki bacakta kıvrılır ve aynı işlemler tekrarlanır.
Son hareket ise, her iki bacakta dizden 45 derece kıvrılarak yapılır.
Dizlerde Selülit görünmesi, alt bacak bölgesinin ön tarafında bulunun kasların gerginliklerini kaybetmelerinden dolayı belirgin olur. Bu kasları güçlendirmek amacı ile ayakta dururken, ayaklar kalça genişliğinde açılır ve dizleri kırarak vücudunuzu alçaltın, dizlerinizin zorlandığı açıya kadar inin ve sonra tekrar dik duruma gelin. Bu hareketi 30 kez tekrarlamanızda yarar vardır. Her gün uygulanabilir basit bir egzersizdir.
Kurbağlama yüzmek, bacak iç bölgelerindeki kasların gerginliğini arttırır ve selülit için iyi bir egzersizi oluşturur.
Hızlı bir tempodaki 20 şer dakikalık yürüyüşlerde genel olarak kalça ve bacak bölgeleri için yararlıdır. haftada 3-4 kez yapılmalıdır.
Parmak uçlarında yükselmek ve inmek bileklerin daha ince ve kasların daha gergin görülmesini sağlar. Hareket 15-25 kere, her gün tekrarlanmalıdır. | |
| | | Smyrna Admin
Kayıt tarihi : 03/08/09 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Selülit Paz Ağus. 16, 2009 11:43 pm | |
| Selülit Tedavisi: Mezoterapi Ilk defa 1952 de Fransiz doktor PISTOR tarafindan tanimlanmistir. Mezoterapi; agri veya hastaliklari, vücutta bulunduklari yere lokal olarak uygulanan mikro enjeksiyonlar yoluyla kontrol altina alan ya da tedavi eden bir tibbi uygulamadir. Latince "meso=orta" ve "terapi=tedavi" kelimelerinden meydana gelmis olup "orta deri tedavisi" anlamindadir. Agiz yoluyla ya da kas veya damar içine yapilan enjeksiyonlar yoluyla alinan ilaçlarin aldiginiz miktarlarinin tümü ilgili hedef organa kadar ulasamamaktadir.Çünkü ilaçlarin emilimi sirasinda bir kismi emilmeden parçalanarak atilir. Bu yüzden alinan ilacin etkisi sinirli kalmaktadir. Ayrica sistemik yolla alinan ilaçlar kan yoluyla tüm vücuda yayilabildigi için hastalikla ilgisi olmayan ancak o ilaçtan etkilenebilen diger organ ya da dokularimizi da etkileyecektir ve istenmeyen yan etkiler olusabilecektir.
Mezoterapi ise sadece sorunlu bölgeye küçük miktarlarda yapilan mikroenjeksiyonlarla , hiç bir istenmeyen yan etkiye neden olmaksizin problemi çözecektir. Mezoterapi, çok ince ve kisa igne uçlari ( 4 - 6mmlik 29 - 30g igneler ) kullanilmak suretiyle uygulanan bir yöntemdir. Hissedilen agri ignelerin boyutlariyla paralel olarak oldukça azdir. Bununla birlikte uygulama sahasi dezenfekte edildikten sonra lokal anestezik spreyler araciligi ile uyusturularak tüm hissin kaybolmasi da saglanabilir. Mezoterapide ilaçlarin buradan emilimi çok az oldugu için sistemik dolasima ilaç geçisi de yok denecek kadar azdir. Yapilan enjeksiyon sayisi; hastaya, hastaliga ve enjeksiyonun yapilacagi bölgenin anotomisine bagli olarak degisiklik göstermektedir.
Mezoterapi, selülitin her üç aşamasında da en etkili tedavi yöntemidir.
Venöz ve lenfatik dolaşımı düzelterek, dokuda oluşan ödemi önlemekle kalmaz, yağları parçalayıp, ayrıştırarak oluşan nodülleri de küçültüp, zamanla kaybolmalarını sağlar.Ayrıca bozulan bağ dokusunu yeniden yapılandırarak selülitik görüntüyü düzeltir.
Enjekte edilen karışım genellikle dolaşımı düzenleyici, yağ parçalayıcı ve bağ dokusunu yapılandırıcı ilaçlardan oluşur. Bu karışım tedavi edilecek bölgede deri içine 2-3 mm. derinliğe pek çok noktaya mikrodoz enjeksiyon şeklinde dağıtılır. Böylece tedavi edilecek bölgede cilt dokusu ilaç ile adeta sulanır.
Selülitin yağ birikimindeki anormallikle ilgili bir sorun olması nedeniyle, mezoterapi enjeksiyonları tüm metabolizmanın düzene sokulması için tasarlanmış olup, tedavi programına uygun bir şekilde özenle yapılmalıdır. Bu yaklaşımla yapılan uygulamalar, kilo kaybını artırır ve tümüyle vücut sağlığında pozitif bir değişim etkisini de beraberinde getirirler.
Seans sayısı selülitin evresine ve kişinin durumuna göre değişmekle birlikte genellikle haftada bir yapılan 10-12 seanslık bir dizi tedavi yeterli olmaktadır. Nüksleri önlemek açısından rapellerin büyük önemi vardır. Mezoterapi Bölgesel zayıflama ve selülit tedavisinde kullanılan mezoterapi teknik olarak, dolaşım düzenleyici, yağ eritici ve yağ taşıyıcı ilaçlarla belirli vitaminlerin bir karışım halinde cilt altına, mezoderme çok ince iğnelerle verilmesidir.Sellülitli alanda kan akımının ve lenfatik dolaşımın düzenlenmesiyle, yağ depozitleri çözülür, yağ hücreleri yağlarını yakmaya başlar ve sertleşmiş bağ dokusu düzelir. Günümüzde Karboksiterapi ile birlikte selülitin en geçerli tedavisi olarak kabul edilen Mezoterapi; Bölgesel kan akımını ve lenf akımını arttırır, Enjekte edilen ilaç kokteyli sayesinde, orta derinin üzerine hapsolmuş ve vücut tarafından kullanılamayan yağ hücreleri, serbestleşip dolaşıma katılır, Portakal kabuğu görüntüsünden sorumlu olan fibröz sert bağların kopmasına neden olur,Lenfatik drenajı arttırır.
Seans sayısı hastanın yağlanma şekli ve selülit tipine göre farklılık gösterse de ortalama 6-12 seans uygulanan Mezoterapi tedavisiyle 1 aylık sürede yaklaşık 1-2 beden incelme hedeflenir. Eğer hasta diyet ile bunu korursa sonuçlar kalıcıdır. Mezoterapi, karın, bel, kol ve bacaktaki bölgesel yağlanmaların giderilmesinde liposuctiona alternatif bir tedavidir. Diyetinize dikkat eder ve egzersiz yaparsanız, tekrarlama ihtimalini azaltırsınız. | |
| | | Smyrna Admin
Kayıt tarihi : 03/08/09 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Selülit Paz Ağus. 16, 2009 11:44 pm | |
| Selülit Tedavisi: Akupunktur
Akupunktur tek başına selülit sorununu gidermeye yeterli değil. Ancak şişmanlıkla birlikte çoğu kez sinirsel bir faktör de söz konusu olduğundan, akupunktur iyi bir yardımcı tedaviyi teşkil edebiliyor. Organizmanın pek çok kumanda sisteminin, kulakta bulunması ilkesinden yola çıkan akupunktur, özellikle su tutulması olayında etkili olabiliyor. Hormonal düzensizlikleri gidermek için genital noktalara, iştahı azaltmak için de oburluk noktasına uygulama yapılıyor. Ancak bazılarından duyduğumuz gibi, "akupunktura gittim, 10 kilo verdim, selülitlerimden de kurtuldum" gibi sözlere aldanarak, akupunkturdan mucize beklemek tamamen yanlış olur. | |
| | | Smyrna Admin
Kayıt tarihi : 03/08/09 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Selülit Ptsi Ağus. 17, 2009 12:21 am | |
| Selülit masajı
Selülit tedavisinde masaj oldukça önemlidir. Ancak bunun yanısıra rejim uygulanmadan, deneyimsiz ellerde sert ve oldukça kuvvetli uygulanan masajlar, yarardan çok zarar getirir. Selülitli bir cildi "yoğurur" gibi aşırı bastırarak yağ hücrelerini ezmek onları yok etmeye yaramaz. Doğru bir selülit masajı yüzeyde kalmalı ve acı hissi vermemelidir. Bu tür uygulanan bir tıbbi masaj, ancak deneyimli uzmanlar tarafından gerçekleştirilebilir. Derialtı kan dolaşımını iyileştirerek, damarların çapını daraltılır. Kanın damarlarda ilerlemesinde kas kasılmalarının önemi büyüktür. Selülit damarların çapını daraltarak kanın bacaklardan düzenli olarak akmasını sağlar. Ayaktan başlayarak yumuşak ve hafif hareketlerle diz, baldır ve kalçalara kadar devam edilir. Böylece bozuk kan dolaşımının yeniden düzenlenmesiyle, hücrelere daha iyi oksijen gitmesi ve toksik maddelerin vücuttan atılmasını sağlanır. | |
| | | Smyrna Admin
Kayıt tarihi : 03/08/09 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Selülit Ptsi Ağus. 17, 2009 12:22 am | |
| Selülit Tedavisi: Lenfatik drenaj masajı Lenfatik drenaj masajı
Lenfatik drenaj masajı elle veya lenf drenaj makinası ile uygulanıyor. Elle yapılan masaj, derinin önce hafif harekete geçirilmesini sağlıyor. Yapılan hareketler damarlardaki lenfatik akışı itiyor. Belirli noktalara parmaklarla bastırıldığında, kullanılmış lenfler atılarak yenileri oluşuyor, bu da o bölgedeki kan dolaşımının, hiç bir güç kullanılmadan hızlanmasını sağlıyor. Lenfdrenaj makinası ise, vücutta lenfatik sistem adı verilen, hücreleri besleyen beyaz sıvı dolaşımı hızlandırıyor. Bu aletin ayrıca kas sistemi üzerinde de olumlu etkisi var. Makinanın yaptırdığı tüm hareketler damarlardaki lenfatik akışı itiyor ve lenfatik sistemin düz kaslara ait kısmına etki yapıyor. İnsan organizmasını içi su dolu bir küvete benzetirsek, geliş filtrasyonunu atar damar sistemi, boşalma ve emilip dağılmayı da toplar damar sistemi teşkil eder. Lenfdrenaj, kanda dolaşan serbest yağ asitlerin, kolayca yakabilecek hale getirilmesini sağlıyor.
Selülit tedavisinde dikkat etmeniz gerekenler:
1- Günlük 1 - 1,5 litre su içmeye gayret edin.
2- Tuz ve tuzlu gıdaları kısıtlayın, günlük 0,5 gr.'dan daha fazla tuz almayın ve diyet tuzu tercih edin.
3- Yemek aralarında birşey içmemeye özen gösterin.
4- Sabah kahvaltıdan önce ve gece yatarken 2 bardak su için.
5- Alkollü içecekler, kola, nescafe, kahve, oralet ve bozadan mümkün olduğunca uzak durun.
6- Şekerli gıdalar ve tatlılardan uzak durun.
7- Patates, pirinç, elma, havuç su tutucu gıdalardır, bunlardan tüketmemeye gayret edin.
8- Dil peyniri hariç diğer peynirleri suda bekleterek yiyin.
Güzelliğiniz ve selülitleriniz için lenf drenaj masajı Manuel lenf drenaj masajı, lenf sisteminin elle manipüle edilerek bloke olmuş lenf sıvısının serbest akışının sağlanması tekniğine dayanıyor. Sinir sistemine etki ederek ağrıları azaltıyor ve derin rahatlık sağlıyor. Lenf drenaj masajının en önemli özelliği, vücutta lokal kilo ve selülite yol açan ödem ile toksinlerin atılmasını ve dolaşım sisteminin düzenlenmesini sağlamasıdır. Diğer masajlardan ayrılan en önemli farkı, hiçbir ürün kullanılmadan yapılması veya kişinin arzusuna göre selülit giderici yağlar eşliğinde de uygulanıyor olabilmesidir. Bu masaj yöntemi, diğer masajlara oranla çok daha hafif, monoton ve tekrar eden hareketlerden oluşuyor. Bu masajı, vücudun uç noktalarından kalbe doğru, lenf akışını takip ederek tek yönlü yapmaktayım. Ayrıca masaj sonrasında diğer masajlardan farklı olarak, ciltte kızarıklık (benim yaptığım hiç bir masajda kızarıklık oluşmaz) oluşmuyor. Özellikle selülit, lokal zayıflama ve vücut sıkılaştırma programlarında sonucun kalite ve kalıcılığını artırmak için özel masaj manipülasyonları ile uygulamaktayım. Lenf Drenaj Masajının Uygulanmaması gereken kişiler. 1- Hemoroit hastalarına, 2- Kemoterapi tedavisi görenlere, 3- Hamileler ve hormonal bozukluğu olanlara uygulanmamalıdır. 4- Yüksek tansiyonu olanlara, 5- Diyabet hastaları, 6- Kemik erimesi olanlar (çok sakıncalı ) 7- Alerji olan ciltler, 8- Yeni ameliyat geçirmiş olanlar ( doktorun izin verdikleri hariç ) 9- Obez olanlar, 10- Kılcal damarları kalın ve yüzeye yakın olan vakalar. Lenf Drenaj Masajının Uygulanabileceği kişiler. 1- Toksin birikmesi olanlara, 2- Selülit ve kilo problemleri bulunanlara/hanımlar, 3- Ameliyat öncesi ve sonrası sıkıntılara 4- Ödem ve şişmeye 5- Kılcal damarlara ( yoğunlaşması ve cildin yüzeyine çıkması ) 6- Sezeryan olan hanımlar (iki ay sonra ) , 7- Doğumdan 45 gün sonra , 8- Kan dolaşım bozukluğundan şikayeti olanlar, 9- Rahatlamak ve vücut ağrılarından arınmak isteyenler, 10- Sigara ve alkol içenler için ideal bir yöntem (Toksinden arınmak için ), 11- Vücudunda ve kol, bacak, karın bölgelerinde şişkinlikleri olanlar, Yağlı uygulanacaksa eğer kişiye özel bir aroma yağı hazırlamak suretiyle uygulamaya başlanıyor.( Süresi 45 - 60 dakikadır ) LENF DRENAJ NEDİR?
Kardiovasküler sistem gibi sıvı transportu sağlayan bir sistem olan lenfatik sistem, kardiovaskuler sistem gibi merkezi bir pompaya sahip olmayıp, bir direnaj sistemidir. Bu direnaj sistemi sayesinde, hücreler arası sıvıdan kan kapillerlerine geçemeyen plazma yatağa aktarılır. Lenfatik sistem, prensip yapısı itibariyle lenfatik damarlar ve lenfatik dokulardan oluşur. Göz küresi, iç kulak, epidermis, kıkırdak ve kemiklerde lenf kapillerleri bulunmaz. ( Nodus Lymphaticus ) ulaşır. Esas olarak, bir fonksiyon gören lenf düğümleri, kendisine gelen lenfatik bakteri ve diğer yabancı cisimleri tutar. Lenf düğümünde temizlenen lenfa, götürücü lenf damarları ( vaslymphaticum effenen ) ile düğümden ayrılarak daha büyük lenfatik direnaj damarlarına ( TruncusLymphaticus - Büyük Lenf Toplardamarları ) akar.
LENF DÜĞÜMLERİ Lenf düğümleri, Lenfatik damarlar boyunca bütün vücuda dağılmış, savunmamızda önemli rol oynayan 1- 25 mm boyutlarında kapsüllü siferik veya böbrek şeklinde yapılardır. Tüm vücutta toplam 500 -1000 adet olan lenf düğümleri (nodi Lyphatic regionales ) terimi kullanılır. Bu Lenf düğümlerinden organlara yakın olanlar visseral -ekstrmiteler ve vücut boşluklarının duvarlarında yer alanlar parietal Lenf düğümleri olarak adlandırılır. Lenf düğümleri esas olarak bir filtre gibi fonksiyon görürler. Lenf damarlarına giren herhangi bir yabancı partikul ( bakteri vb.) Lenf düğümlerinde tutulur. Lenfa içine geçen toksinlerde B-Lenfositlerinden immun ( Savunma Sistemi) bir yanıt doğmasına neden olur. | |
| | | Smyrna Admin
Kayıt tarihi : 03/08/09 Nerden : İstanbul
| Konu: Geri: Selülit Ptsi Ağus. 17, 2009 12:22 am | |
| Selülit Tedavisi: Alternatif Teknikler Selülitle savaşta en çok kullanılan yöntem vücudu sarmaktır.
Sarmak için özel bir örtü türü kullanılmalıdır. Uzun süre vücut ısısını koruyup, “sera etkisi” ortaya çıkaracak bir madde olmalıdır. Bu yöntemde kullanılan beyaz kil çok iyi sonuçlar vermektedir. İşte Maske Tarifleri.
- Sirke Maskesi. Bu yöntem için sadece doğal elma sirkesi uygundur, derecesi %4-6 civarındadır. Elma sirkesi ve suyu 1:1 oranında karıştırın. Bu karışıma limon yağı veya nane yağı veya biberiye yağı eklenebilir. Selülitli bölgeye sürün. Üzerini naylonla ve onun da üzerini battaniyeyle kapatın. Yarım saat – 1 saat bekleyin. Sonra maskeyi yıkayın, nemlendirici sürün.
- Ballı Sirke Maskesi. Eşit ölçülerde bal ve sirkeyi karıştırın, buğday unu ekleyip hamur yapın. Selülitli bölgeye uygulayın, yukarıdaki yöntemle 2 saat bekletin. Ertesi gün tuzsuz yağsız loru aynı bölgeye sürün, sarıp 2 saat bekletin. İşlemleri tekrarlayınca sonucu göreceksiniz.
- Beyaz Kil Maskesi. 1 paket kili suyla karıştırın, 5 damla limon, portakal, mandalina yağlarından birini ekleyin, 2 çorba kaşığı tarçın ekleyin. Selülitli bölgeye uygulayıp, yukarıda anlattığımız şekilde sarın. 20-30 dakika bekletin. Bu maske fazla yağların atılmasına ve problemli bölgenin pürüzsüzleşmesine neden olur.
- Yağ Maskesi. 20 ml zeytinyağı (badem, jojoba yağları da olabilir) + 3 damla limon yağı + 3 damla ardıç yağı + 3 damla lavanta yağı. İyice karıştırın, sorunlu bölgeye uygulayın. Yukarıda anlattığımız şekilde kompres yapın. 0.5 – 1 saat bekletin. Daha sonra yıkayıp nemlendirici sürün.
Bu sitedeki bilgiler sadece bilgi amaçlıdır.Tibbi bir öneri yerine geçmez.Bütün bilgiler diğer internet sitelerden alıntıdır.Herhangi bir hastalığın tedavisi için bu bilgiler kullanılamaz. Lütfen ürünleri kullanmadan önce kutudan çıkan kullanma kılavuzunu dikkatlice okuyun. Beklenmeyen bir etki görüldüğü takdirde lütfen doktorunuza başvurun. Buradaki ürünler ve reçeteler hiç bir şekilde tibbi bir amaçla, tedavi amacıyla kullanılmaz ve kullanılması önerilmez. | |
| | | | Selülit | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|