Uyku apnesi, her gece solunumun yüzlerce kere durduğu ve bu suretle yaşamı tehdit eden bir durumdur.
Fazla kilolu kişilerde daha yaygındır.
Solunumun durduğu her sefer kısa bir an uyanır ve sonra uykuya devam edersiniz. Ama uyanmış olduğunuzun asla farkında olmazsınız. Bu durum, bariz bir şekilde uykuyu bozar.
Zamanla, yorgunluk, letarji (uyuşukluk), ve baş ağrıları hissetmeye başlarsınız ki bunlar pek çok uyku bozukluğunun ortak özelliğidir. Bir uyku partneri, solunumdaki dur-başla durumunu ya da çok yüksek sesli horlamayı ilk fark eden olabilir.
İki farklı tipte uyku apnesi vardır: Engelleyici uyku apnesi ve merkezi uyku apnesi. Engelleyici uyku apnesi daha yaygındır ve üst solunum yolunun büyük bir küçükdil, dil ya da bademcik gibi bir doku fazlasıyla bloke olduğu durumlarda vuku bulur. Uyku, kasların gevşemesine sebep olduğunda, doku fazlası solunum yoluna düşme eğiliminde olur ve bu solunumu engeller. Engelleyici uyku apnesinde risk altında olanlar, horlayan ya da tansiyonu olanlar veya ensesi kalın kişilerdir. Yaka ölçüsü 44. 5 santimden fazla olan kişilerin yüzde 50’si uyku apnesinden muzdariptir.
Merkezi uyku apnesi, geceleri sizin için otomatik olarak solunum yapan kaslan kontrol etmek üzere gerekli mesajları göndermekle yükümlü beynin önemli bir kısmının, bu mesajlan göndermede muvaffakiyetsizliğe düşmesi halinde vuku bulur (uyanık olduğunuzda, bu özel beyin mesajları olmaksızın solunum yaparsınız).
Her türlü uyku bozukluğuna eşlik edebilen semptomlara ilave olarak, uyku apneli kişilerde kalp aşırı çalışır çünkü gece oluşan düşük oksijen durumunu algıladığında daha fazla kan pompalamaya çalışır.
Uyku apnesi sendromundan muzdarip kişiler, gece solunum muvaffakiyetsizliği sebebiyle ölüm riskiyle karşı karşıyadır ve ayrıca felç; kalp krizi; ve konjestiv kalp muvaffakiyetsizliği; riskleri de vardır. Uyku hapları kullanılmamalıdır çünkü doğal uyanma itkisini engelleyebilirler.