VKV AMERİKAN HASTANESİ DOKTORLARI, GAZETECİLERDE EN ÇOK ''BINGE EATING'' DENİLEN YEME PROBLEMİ, ''BİLGİSAYAR GÖRME SENDROMU'', BOYUN VE BEL FITIĞI, KALP RAHATSIZLIĞI, KAS GERİLME VE ZEDELENMELERİ İLE MENTAL STRESİN ORTAYA ÇIKTIĞINI BELİRTTİ
VKV Amerikan Hastanesi doktorları, yoğun iş temposunda ve stresli bir ortamda çalışmak zorunda kalan gazetecilerde en çok ''Binge Eating'' denilen yeme problemi, ''Bilgisayar Görme Sendromu'', boyun ve bel fıtığı, kalp rahatsızlıkları, kas gerilme ve zedelenmeleri ile mental stresin ortaya çıktığını belirtti.
VKV Amerikan Hastanesi Göz Hastalıkları Kliniği Şefi Doç. Dr. Osman Oram, yaptığı yazılı açıklamada, gazetecilerde uzun süre bilgisayarda çalışmaya bağlı olarak ''Bilgisayar Görme Sendromu'' ortaya çıktığını bildirdi. Gözlerin ve beynin kağıt üzerinde yazılı karakterler ile bilgisayarda görülen karakterlere farklı tepki vermesinden kaynaklanan sendromun, günde 2 saatten fazla bilgisayarla çalışan kişilerin yüzde 90'ında ortaya çıkabilen yaygın bir rahatsızlık olduğunu belirten Oram, hastalığın belirtileri arasında gözlerde kızarıklık, yanma, batma, sulanma, yorgunluk hissi, odaklanma güçlüğü, çift ve bulanık görme, baş ağrısı, boyun ve omuz ağrılarının sayılabildiğini kaydetti.
Oram, gözlerin kağıt üzerinde yazılı karakterlere yüksek kontrast ve keskin sınırları nedeniyle rahatlıkla uzun süreli odaklanabilirken, bilgisayar ekranında görülen, piksellerden oluşan, merkezden çevreye doğru keskinliği azalan ve sınırları daha belirsiz olan karakterlere sürekli odaklanmakta güçlük çektiğini ve görüntüyü net görebilmek için tekrar tekrar odaklanmak zorunda kaldığını anlattı.
Doç. Dr. Oram, bu sırada gözde odaklanmayı sağlayan kaslarda oluşan yorgunluğun, bilgisayar kullanımı sırasında göz kırpma sayısında oluşan belirgin azalma nedeniyle ortaya çıkan göz kuruluğu ile birleşerek tariflenen sendrom belirtilerinin görülmesine neden olduğunu ifade etti.
-''GAZETECİLER NÖROLOJİK HASTALIKLARA YATKIN''-
Nöroloji Bölümünden Doç. Dr. Ari Boyacıyan da gazetecilik mesleğinin birtakım hastalıklar için özel bir yatkınlık ve risk oluşturabildiğini kaydetti.
Muhabirlerin bazen büyük tehlikeler yaratabilecek ortamlarda çalışmak zorunda kaldıklarını belirten Boyacıyan, bu dönemde görülen nörolojik hastalıkların daha çok travmatik kökende geliştiğini, kafa ve beyin zedelenmeleri, bel ve boyun fıtıkları, kol ve bacaklarda hareket ve duyuyu sağlayan sinirlerde zedelenmeler görüldüğünü ve bazen kalıcı maluliyete yol açabildiğini anlattı.
Kaza geçirilmese bile sürekli hareket halinde olmak, ters boyun ve baş hareketleri yapmanın boyun ve bel fıtığı riskini artırdığını vurgulayan Boyacıyan, daha çok ofiste çalışan gazetecilerde ise yoğun sosyal ilişkilerin getirdiği veya kolaylaştırdığı hastalıkların gündeme geldiğini ifade etti.
Boyacıyan, ''Bunlar daha çok damarsal kökenli hastalıklar olmaktadır. Stres, yüksek kolesterol, sigara kullanımı veya kullanılan ortamda bulunulması bilindiği gibi damarsal risk faktörleridir. Bunun sonucunda da beyinde damar tıkanıklıkları veya yüksek tansiyon neticesinde beyin kanamaları ortaya çıkabilmektedir'' dedi.
-''SİGARADAN UZAK DURUN''-
Kardiyoloji Bölüm Şefi Dr. Genco Yücel ise günümüzde iş ve hayat stresi ile kalp krizi gibi hastalıkların varlığının kabul gördüğünü ifade ederek, ''Muhabirlerin yaşam şartlarının içine düzensiz uyku, yemek ve sigara kullanımı gibi faktörler de katıldığında bu meslek sahiplerinin, ilerleyen yaşlarda kalp ve damar hastalıklarından mustarip olabileceklerini tahmin etmek yanlış olmaz'' dedi.
Gazetecilerin kalp hastalıklarından korunmak için işleri dışında kontrol edebilecekleri faktörleri düzenlemelerini isteyen Yücel, gazetecilere, sigaradan uzak durmaları, mümkün ölçülerde düzenli bir yeme içme ve uyku alışkanlığını sürdürmeye çalışmaları ve fırsat buldukça spor yapmaları önerisinde bulundu.
-''BINGE EATING''-
Diyet ve Beslenme Bölümünden Diyetisyen Zuhal Güler Çelik de gazetecilerde en sık karşılaşılan yeme problemleri arasında ''Binge Eating'' rahatsızlığının bulunduğunu belirterek, ''Binge Eating''in, normalin çok üzerinde yeme nöbetleri şeklinde ortaya çıkan ve kontrol edilemeyen bir yeme şekli olduğunu kaydetti.
Bu kişilerin ne yediğine bakmadan ve rahatsızlık hissedene kadar normal insanın yiyebileceğinden fazla yiyecek tükettiklerini, kriz sırasında kendilerine hakim olamayan kişilerin pişmanlık duyduklarını ve aşırı üzüldüklerini anlatan Çelik, bu rahatsızlığın psikiyatrik destekle diyet tedavisi gerektirdiğini söyledi.
-''TEK EGZERSİZ KLAVYE TUŞLARINA BASMAK''-
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Departmanı Şefi Uzman Doktor Önder Çerezci ise günümüzde gazetecilerin gün boyu yaptıkları tek bir egzersiz programının ''klavye tuşlarına basmak, mause kliklemek ve daha az da olsa telefonla konuşmak'' olduğunu kaydetti.
Bunun sonucunda da vücudun tolere edebileceğinden daha fazla bir sürede aynı duruşu muhafaza etmeyi mecbur kıldığını anlatan Çerezci, bunun da beraberinde bir sürü rahatsızlık getirdiğini ifade etti.
Ofis ergonomisinin uygulanması ile bilgisayarda uzun süre çalışmadan ileri gelen boyun, omuz ve sırt ağrıları, baş ağrıları bilek sendromu hastalıklarının azalacağını ya da şiddetlerinin hafifleyeceğini belirten Çerezci, ''Bunların yanında bilgisayarlı yaşam ve çalışma koşulları kas gerilme ve zedelenmelerinden öte mental streslere de neden olabilmektedir'' dedi.
Çerezci, AB ülkelerinde iş gücü kayıplarının yüzde 50-60'ının stres kaynaklı işle ilgili hastalıklar nedeniyle olduğunu kaydetti.
Alıntı